E-Scooter markası LINK by Superpedestrian, Türkiye’de faaliyete başladı

Mikromobilite trendlerinin artmasıyla LINK by Superpedestrian, güvenli, çevreci ve hesaplı bir yol arayanlar için ABD ve Avrupa'nın dışında Türkiye'de de üç şehirde faaliyet göstermeye başladı.
e-scooter markası LINK by Superpedestrian, Türkiye'de faaliyete başladı

Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü üyelerini ve müttefiklerini temsil eden OPEC+‘ın, 2 milyon varillik arz kesintisi nedeniyle petrol fiyatlarında artış oldu. Ycharts tarafından derlenen verilere göre ise ABD’de, perakende benzin fiyatları %20‘nin üzerinde yükseliş yaşadı. Bu nedenle, akaryakıt ve benzine gelen zamla birlikte tüketiciler alternatif ulaşım araçları arıyor. Bu alternatif ulaşım araçlarına özellikle büyükşehirlerde ihtiyaç duyuluyor.

LINK by Superpedestrian, park yeri arama, trafiğe takılma, toplu taşıma saatlerine uyma gibi zorunlulukları ortadan kaldıran güvenli, ekonomik, çevre dostu e-scooter markasını Türkiye’de de faaliyete geçirdi. Şu anda Türkiye’nin üç şehrinde faaliyet gösteren e-scooter markası, ABD ve Avrupa’da yaygın bir ağ oluşturdu.

LINK by Superpedestrian Küresel Pazar Geliştirme ve Strateji Başkanı Haya Douidri, kullanım dakikası üzerinden ücretlendirme modelinin tüketiciler tarafından kolaylıkla kabul gördüğünü belirtiyor.

Ülkemizdeki mikromobiliteyi değerlendiren Douidri, “Özellikle kısa mesafelerde metro, otobüs, metrobüs ya da dolmuş beklemek zaman kayıplarına sebep oluyor. Öte yandan bu araçlarda yaşanan deneyim de yolcuları çoğunlukla memnun etmiyor. Akaryakıt zamlarını göz önünde bulundurduğumuzda kişisel otomobilleri kullanmanın maliyetleri kısa mesafe yolculuklara değmiyor. LINK by Superpedestrian olarak İstanbul, Ankara ve İzmir'de 4 bini aşkın e-scooter’ımızla, güvenli ve hızlı ulaşımın yeni yolunu sunuyoruz” dedi. 

LINK by Superpedestrian

Tüketicilerin %70’i mikromobilite çözümlerine sıcak bakıyor

McKinsey’in yürüttüğü ankete göre, tüketicilerin %70‘i mikromobilite çözümlerine sıcak bakıyor ve gündelik yolculuklarında bu çözümlerden en az birini tercih ediyor. Raporda ayrıca, sektörün 2030‘a kadar 500 milyar dolarlık bir hacme ulaşacağı tahmin edilirken, çekimser tüketicilerin sürüş güvenliğine ilişkin endişeleri de azalmaya başladı.

Haya Douidri, küçük olması ve ayakta kullanılması gibi durumların oluşturabileceği sürüş risklerinin güvenliği esas alan bir tasarım yaklaşımıyla çözülebileceğini vurgulayarak şu ifadelere yer verdi: “LINK by Superpedestrian olarak sunduğumuz e-scooter’lar üç bağımsız fren içeriyor. Daha geniş ve daha uzun bir gövdeyle gelen LINK scooter’lar, uzun menzilli bataryaları ve görünürlüğü yüksek renk, ışık ve reflektörleriyle yolcu güvenliğini önceliyor. Öte yandan devrilme algılama sistemi sayesinde LINK scooter’ların bırakıldığı bölgelerde de güvenlik riskleri ve görüntü kirliliği oluşmuyor. Devrilen scooter’lar, saha ekibimiz tarafından günlük yaşamı engellemeyecek biçimde yeniden konumlandırılıyor. Şehir planlama uzmanları ve MIT mühendisleri tarafından yüksek kaliteli malzemelerle tasarlanan, yapay zeka destekli sensörler ve mikroişlemcilerle güçlendirilen yazılımlar, LINK by Superpedestrian e-scooter’larının güçlü yönleri arasında sıralanıyor.”

29 bin otomobilin yıllık karbon emisyonunu siliyor

LINK by Superpedestrian Küresel Pazar Geliştirme ve Strateji Başkanı Haya Douidri, bugün 11‘i aşkın ülkede, 60‘tan fazla şehirde faaliyet gösterdiklerini ifade ederek değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı: “Mikromobilite, akıllı şehirlere ulaşmanın anahtarını sunan kavramlardan biri olarak giderek popülerleşiyor. McKinsey’in araştırması, 10 kullanıcıdan üçünün elektrikli scooter’ları metro, otobüs gibi toplu taşıma araçlarında da taşıyabilme olanağı istediğini kaydederken, belediyelerin bu yöndeki uygulamalarının artması, Türkiye’de de bu yeni ulaşım konseptinin benimsendiğini gösteriyor. Birleşik Krallık’ta yürütülen bir araştırmanın, elektrikli scooter’ların 29 bin otomobilin yıllık emisyonuna denk gelen 44 bin tondan fazla karbon salınımını önleyebileceğini gösterdiği düşünüldüğünde, e-scooter’ların faydaları güvenlik, hız ve düşük maliyetlerle sınırlı kalmıyor. Ulaşımın yeni yolu, sürdürülebilir geleceğe de katkıda bulunuyor.”